Argoda Kadın. Türkçe ve Almanca Atasözü ve Deyimlerde Kadına Yönelik Dilde Kabalık Görünümleri


Trabajo Escrito, 2020

18 Páginas, Calificación: 1,7


Extracto


İçindekiler

1. Giriş

2. Dilde Kibarlık ve Kabalık İlişkisi
2.1 Brown ve Levinson: Kibarlık Stratejileri
2.2 Culpeper: Kabalık Tetikleyicileri

3. Argoda Kadına Yönelik Dilde Kabalık Görünümleri
3.1 Argo
3.2 Kadına Yönelik Dilde Kabalık Görünümleri
3.2.1 Türkçe ve Almanca Atasözleri
3.2.2 Türkçe ve Almanca Deyimler
3.3 Sosyal Medya Akımı: #ErkekYeriniBilsin

4. Sonuç

Kaynakça

1. Giriş

“Bir kızın olacağına, on tane oğlun olsun demiş olan ve beş oğlunun arasında tek kızı olarak dünyaya geldiğim babama, “Kızın olsun da yeter ki çamurdan olsun“ dedirtmiş bir genç kadın olarak bu sözü, bu çalışmada yaptığım araştırma sırasında daha iyi anladım. Övgü, takdir ve gururla söylenmiş gibi görünse de bu örnekteki gibi birçok deyimde kız ve kadına yönelik olumsuzluğu ve ayrımcılığı, nefreti ve şiddeti körükleyen çağdışı çağrışımlar halen bulunmaktadır.

Yadsınamaz bir gerçek olarak kabul edilen şudur ki dili zenginleştiren en önemli etkenlerden biri atasözleri ve deyimlerdir. Genel çerçeveden bakılacak olursa, toplumsal bellekte varlığını süregelen bazı görüşler atasözü ve deyimlere dayanamaktadır. Ağırlıklı olarak geçmişte olmakla birlikte, tüm sosyal sınıflardan kadınların günlük yaşamdaki rolü hakkında zengin bir bilgi kaynağı sağlamaktadır. Günümüzde ve gündemden düşmeyen toplumsal bir sorun olan kadının toplumdaki yerinin, atasözü ve deyimlerde geçen kadın görüntüsü ile karşılaştırılması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu anlamda mevcut çalışma sosyolojik bir arka plana sahiptir.

Kabalık kavramı, çıkış noktasını kibarlık kavramından alması nedeniyle kabalık olgusunu anlamanın yolu Kibarlık Kuramı’ndan (bazı kaynaklarda kullanılan: İncelik Kuramı) geçmektedir (Leech, 2014: 219). Kibarlık ile ilgili farklı görüşlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, dilde kibarlık son zamanlarda birçok alanda başlıca konu haline gelmektedir. Dilbilim, kültürbilim ve dilbilimsel edimbilimin yanısıra sosyal dilbilim ve kültürlerarası bildirişim alanında tartışılan ve halen tartışmaya açık olan bir konu oluşturmaktadır (Ehrhardt ve Neuland, 2017:11).

Kabalık kavramı farklı dilbilimciler tarafından farklı biçimlerde betimlense de dilsel kabalığın imaja zarar verici bir eylem olduğu, aynı zamanda toplumsal normları yıktığı ve böylelikle de toplumsal çatışma ve uyumsuzluğa yol açtığı öne sürülmektedir (Lakoff, 1989; Beebe, 1995; Culpeper, Bousfield ve Wichmann, 2003). Bunun ortaya çıkması için de Culpeper (1996), Brown ve Levinson’un (1987) Kibarlık Kuramı’ndaki kibarlık üst-stratejilerinin her birinin karşısına onun karşıtını oluşturan kabalık üst- stratejilerini belirlemiş; 2016 yılında da ‘strateji’ yerine ‘tetikleyici’ terimini kullanarak Kabalık Tetikleyicileri Modeli’ni oluşturmuştur (Culpeper: 2016: 437-440). Dilsel kabalık toplumsal çatışmaya da yol açmaktadır. Bu nedenle sunulan bu çalışmada toplumsal cinsiyet ve dilsel kabalık ilişkisi toplumsal düzenle çatışma halinde oldukları için toplum dilinde güncel olan atasözleri ve deyimlerde kadına yönelik dilde kabalık görünümleri incelenmiştir.

Çalışmanın çerçevesinin dışına çıkmamak için dilde kibarlık ile yakından ilgilenen kuramcılardan Lakoff’un (1979) ve Leech’in (1983) kibarlık kuramı işlenmeyecektir.

Bu bağlamda, birinci bölümde dilde kibarlık ve kabalık ile yakından ilgilenen iki önemli kuramcılardan Brown ve Levinson (1978, 1987) ve Culpeper (1996) ele alınarak konuya ilişkin kavramsal açıklamalar yapılacaktır Çalışmanın ikinci ve böylece ana bölümünde argo dilde kadına yönelik kabalık görünümlere bakılacaktır. ‘‘Argoda kadın’’ konusu, kendine has bir takım özellikler taşımakla birlikte, bir bütün olarak genel argonun yapısına ait bir çok özelliği de bünyesinde taşımakta olduğu için bu bölümde ilk olarak argonun genel bir betimlemesi yapılacaktır. Daha sonra atasözü ve deyime dair çok kısa açıklamaların ardından Türkçe ve Almanca atasözü ve deyimlerde kadın imajına yönelik dilde kabalık örnekleri karşılaştırılarak sunulacaktır. Atasözü ve deyimlerin karşılaştırılarak araştırılması için birincil kaynak olarak Ömer Asım Aksoy‘un iki ciltten oluşan ‘‘Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü I. Atasözleri Sözlüğü’’ (1988) ve ‘‘Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü II. Deyimler Sözlüğü’’ (1988) ele alınmıştır. Bu kaynaklardan Türkçe atasözü ve deyimler seçilmiştir. Öte yandan, Almanca atasözü ve deyimler için Karl Friedrich Wilhelm Wander’in ‘‘Deutsches Sprichwörter Lexikon’’ (2006) ve Lutz Röhrich’in yayımladığı ‘‘Lexikon der Sprichwörtlichen Redensarten’’ (1977) incelenmiştir. Bu bağlamda, Almanca atasözü ve deyimlere ulaşmak için bu kaynaklara başvurulmuştur. Son olarak araştırmanın bulguları sonucunda değerlendirme yapılacaktır.

2. Dilde Kibarlık ve Kabalık İlişkisi

Bir sözün içeriğinden çok, söyleniş şekli çok önemlidir. Buna bağlı olarak, bildirişim sırasında dile getirilen sözün, dinleyici tarafından olumsuz algılanmaması için yapılan çabaya kibarlık denmektedir. Herhangi bir konuşucunun üslubu ve konuşma tarzı bu çaba ile bağıntılıdır. Kabalık kavramı ise genel açıdan ele alınırsa kibarlığın karşıtı olarak tanımlanmaktadır ve daha önce de söylendiği gibi, çıkış noktasını kibarlık kavramından alması nedeniyle kabalık olgusunu anlamanın yolu Kibarlık Kuramı’ndan geçmektedir.

Dilbilimde kibarlığın en yaygın olarak kullanılan biçimlerini ilk kez araştıran dilbilimci Robin Lakoff (1973, 1977), dil felsefecisi Grice'ın İşbirliği İlkesi‘nden (Cooperative Principale) etkilenerek kibarlık ilkeleri önermiştir. Yine Grice’tan esinlenerek Leech (1983), kibarlık ilkelerini geliştirmiştir. Brown ve Levinson (1978, 1987) ise toplumbilimci Erving Goffman'ın (1967) yüz kavramına dayalı bir kibarlık modeli önermişlerdir (Turan, 2011: 128). Kabalık kavramının, birçok dilbilimci tarafından kendinde özgü, bağımsız bir olgu olarak nitelendirmesine karşın Leech (2014: 219) ’’inceliğin zıt kutbu olan kabalık olgusunu kuramsallaştırmanın en iyi yolunun onu incelik kuramının üzerine inşa etmek’’ olduğunu ileri sürmektedir. Aydınoğlu (2011: 417) ise, sözeylemlerin kişilerin davranışlarını gösterme biçimlerinden biri olduğunu ve incelik ile incelik karşıtı (kabalık) stratejilerinin, konuşucunun ’’sözeylemin yöneltildiği kişinin imajına yönelik tutumunu sözel olarak ifade ettiğini’’ belirtmektedir. Dolayısıyla eğer konuşucu karşısındaki kişinin imajını korumak ister ve saygınlığını zedelemek istemezse kibarlık stratejilerini, bunun tam tersi durumda da kabalık stratejilerini kullanmayı tercih etmektedir.

2.1 Brown ve Levinson: Kibarlık Stratejileri

Brown ve Levinson’un öne sürdükleri kibarlık kuramı dilbilim alanında en yaygın ve en kapsamlı kibarlık kuramları arasında yer almaktadır. Geliştirdikleri kibarlık stratejilerindeki en önemli etki Goffmann ve kendisi tarafından tasarlanan yüz (face) kavramı olmuştur. Bu taslak ise Brown ve Levinson tarafından geliştirilmiş ve uyarlanmıştır.

Brown ve Levinson, yüz kavramını iki farklı açıdan ele almaktadır. Olumlu yüz (positive face), kişinin toplum tarafından kabul görülmesinin yanı sıra onlarla yakın sosyal ilişki içerisinde olma isteğini kapsamaktadır. Diğer bir anlamda, bireyin kendi değer ve isteklerinin toplumun en azından bazıları tarafından kabul görülmesi ve hoş karşılanmasıdır. Olumsuz yüz (negative face) ise birey olma isteğidir. Bu durumda bireyin başkalarınca hiçbir şartta zorlanmamasını ve güç durumlara sokulmamasını vurgulamaktadır (Turan, 2011: 132). Örnekle açıklanacak olursa, bir kişiden dolabı açması istenirken ‘‘Dolabı aç.’’ dendiğinde bu eylem karşıdaki bildirişim katılımcısının seçme özgürlüğünü sınırladığından dolayı olumsuz yüze zarar veren kaba bir sözeylem olarak değerlendirilmektedir. Bu isteğin bir de ‘‘Dolabı açabilir misiniz?’’ şeklinde ifade edilmesi durumunda karşıdaki katılımcıya isteği reddetme hakkı sunulması nedeniyle olumsuz kibarlık örneği olarak değerlendirilir.

Yüz kavramı üzerine Brown ve Levinson (1987: 61-67), tehdit oluşturucu eylemleri açıklamış ve bunların bazen kaçınılmaz olduğunu savunmuştur. Bununla birlikte, teklif ve rica gibi çoğu sözeylemin doğal olarak konuşmacının veya dinleyicinin yüzüne tehdit oluşturduğunu belirtmiştir. Böylece, söz konusu yüzü tehdit eden davranışları hafifletmek için kibar sözler kullanılmalıdır. Şikayet etmek, eleştirmek veya tabu konuları gündeme getirmek gibi, konuşmacının dinleyicinin duygularını veya isteklerini dikkate almadığını gösteren eylemler, olumlu yüze yönelik tehdit oluşturmaktadır. Diğer yandan olumsuz yüze yönelik tehdit oluşturan eylemler ise konuşmacının, dinleyicinin seçme özgürlüğünü kısıtlamaktan çekinmediğini gösteren davranışlarla ortaya çıkmaktadır. Örneğin, dinleyiciye bir görevi yapmaya veya yapmamaya dair baskıcı eylemlerden emir ve ricalar, tehdit ve uyarılar gibi.

Brown ve Levinson (1987: 74), yüze yönelik bir tehdidin ciddiyetini bildirişim sürecinde kibarlık stratejilerini belirleyen en önemli etkenin sosyokültürel unsur olduğunu savunmaktadır. Böylece, katılımcılar arasındaki ,mesafeyi‘, aralarındaki ,gücü‘ ve belirli bir kültürdeki dayatmaların mutlak ,sıralaması‘ veya ,konumu‘ olarak üç toplumbilimsel değişken ortaya konmaktadır. Böylece katılımcıların sosyal rolleri ve buna bağlı güçleri karşı tarafa ne kadar baskı yapabildiklerini belirlemektedir. Konuşucunun, dili kullanırken dinleyicisi ister aile üyeleri gibi samimi bir dilin kullanılabileceği kişiler, isterse daha mesafeli ve kontrollü bir dil kullanımını gerektiren yabancılar olsun, yüz korunumunu sağlamak için dinleyicinin özel alanına girmeyecek ve onu zor durumda bırakmayacak sözeylemleri tercih etmektedir.

Brown ve Levinson (1987: 68-71), dinleyicinin yüz korunumunu sağlamak için kullanabileceği stratejileri şu şekilde açıklamaktadır:

a) Dolaysız Dil Kullanımıyla Eylemi Yapma: Olabildiğince açık, dolaysız ve net ifadeler kullanmak ve “X"i yap”, “Otur”, “İçeri gir” gibi buyrum tümceleri kurmak.
b) Olumlu Yüzü Düzelterek Eylemi Yapma: Konuşmacı, dinleyiciye yüz tehdidinin amaçlanmadığını belirten ekleme veya düzeltmelerde bulunarak muhtemel bir yüz zararını engellemeye çalışır. Bu şekilde konuşmacı, dinleyici için yüz tehdidi oluşturan eylemi kibarlıkla yumuşatmaya çalışmaktadır. Ayrıca, konuşmacı tarafından karşı tarafa beğeni ve sempati duyguları ifade edilerek dinleyicinin kabul görme gereksinimi karşılanır. Yakınlık belirten sözcükler kullanma ve dinleyicinin düşünce ve isteklerine önem verdiğini ifade etme bu ulama örnek olarak verilebilir.
c) Olumsuz Yüzü Düzelterek Eylemi Yapma: "Afedersiniz...?" veya "Pardon...?" gibi ifadelerle dinleyicinin, alanını ve kendi sınırlarını çizme isteğini göz önüne alan ifadeleri içerir.
d) Dolaylı Dil Kullanımıyla Eylemi Yapma: Sözeylemin gerçek amacını gizleyen bir belirsizlik söz konusu olduğu için dolaylı dil kullanımıyla konuşucu belirli bir niyeti olmakla suçlanamaz. Örneğin konuşucu “Banka kartımı evde unuttum” diyerek karşı taraftan ödemeyi yapmasını istediğini sezdiriyor olsa bile bunu açık bir şekilde belirtmemektedir. Tersinleme içeren konuşmalar, eğretilemeler, eksiltili yapılar örnek olarak gösterilebilmektedir.
e) Hiçbir Eylem Yapmamak: Belirli sözeylemler çok fazla mahcup edici ve tehdit edici olarak kabul edildiği zaman konuşmacı etkileşime girmemeyi tercih edebilmektedir.

Bazı dilbilimsel araştırmacılar tarafından, Brown ve Levinson’un kibarlık stratejileri bazı açılardan eleştirilmiştir. Bunun nedeni ise bu stratejilerin daha çok özerkliğine düşkün ve birey odaklı batı toplumuna yönelik olduğunu düşünmekte olduklarındandır. Onlara göre, evrensellik iddiası ve buna bağlı olan geçerlilik tartışılabilir bir olgudur (Turan, 2011: 135). Ayrıca kuramın sadece konuşucu odaklı olduğu ve dinleyicinin bu kibarlık stratejilerine nasıl karşılık vereceğine değinmediğinin üstünde durulmaktadır. Buna ek olarak, bu kuramın birden fazla stratejinin kullanılabileceğini göz önüne almaması da eleştirilmiştir (Culpeper, 2016: 424).

2.2 Culpeper: Kabalık Tetikleyicileri

Kibarlık kavramının tersi olan kabalık olgusu pek çok dilbilimci tarafından birbirinden farklı biçimlerde tanımlanmıştır. Lakoff (1989: 103) kaba bir davranışın amacının çatışma çıkarmak olduğunu ve “incelik stratejilerinin kullanılmasının beklendiği durumlarda kullanılması” durumunda ortaya çıktığını öne sürmektedir. Kabalığı “imaj zedeleyici eylem olarak” tanımlamakta olan Beebe (1995: 159), bu eylemlerin “toplumsal normları yıktığını” da ifade etmektedir. Kabalık Kuramı’nı geliştiren Culpeper (1996: 356-358), Brown ve Levinson’un (1987) çalışmasını temel alarak kibarlık üst-stratej ilerinin her birinin karşısına onun karşıtını oluşturan kabalık üst-stratejilerini belirlemiş fakat Brown ve Lenvinson’un kibarlık stratejilerimde olduğu gibi bu listenin de tamamlanmadığını vurgulamıştır:

a) İsteneni Doğrudan Söyleme: Dinleyiciye yönelik olarak açık ve doğrudan yüze yönelik tehditler içermektedir. "İçeri gir, otur” gibi buyrum tümceleri ile örneklendirilebilmektedir. Brown ve Levinson’a göre bu stratejiyi kullanan konuşucunun dinlyeiciye saldırma amacı yoktur, ancak Culpeper bunu konuşmacının yüze yönelik tehdit oluşturmak için kasıtlı olarak kullandığını savunmaktadır.
b) Olumlu Kabalık: Dinleyicinin kabul edilme ve sevilme gibi olumlu yüz isteğine zarar vermek için kullanılan stratejileridir. Diğer kişiyi dikkate almamak, dışlamak, görmezlikten gelmek, soğuk davranışlarda bulunmak ve tabu sözcükler kullanmak gibi stratejiler örnek olarak gösterilmektedir.
c) Olumsuz Kabalık: Dinleyicinin kişisel alanına saygı duyulması ve özgürlüğünün kısılanmaması gibi olumsuz yüz isteğine zarar vermek için kullanılan stratejilerdir. Dinleyiciye karşı korkutucu, küçümseyici, aşağılayıcı, alaycı tavırlar sergileme gibi stratejiler bu kabalık türüne uygun örneklerdendir.
d) Alaycı ya da Sahte İncelik: Dinleyicinin yüzüne yönelik olarak oluşturulan tehdit, samimi olmadığı açıkça belli olan kibarlık stratejileriyle gerçekleştirilmektedir. Örnek olarak aşırı kibarlık göstererek yapılan kabalık sunulabilmektedir.
e) Beklenen İnceliği Göstermemek: Kibarlık beklenen durumda bu kibarlığın gösterilmemesi veya beklenen sözün söylenmemesi olarak tanımlanmaktadır. Örneğin hediye verilen bir kişinin teşekkür etmemesidir.

Kabalığı, etkileşimde bulunan kişiler arasındaki kişisel ilişkileri zedeleyen, işbirliğini bozan ve rekabetçi bir iletişim davranışı olarak tanımlamakta olan Culpeper, aynı şekilde dilsel stratejilerin Kibarlık Kuramı’nda olduğu üzere sosyal ilişkileri geliştirmek için kullanılabildiği gibi yüze yönelik tehdidi yükseltmek için de kullanılabildiğini söyleyerek dilsel stratejilerin önemini vurgulamaktadır (1998: 86).

[...]

Final del extracto de 18 páginas

Detalles

Título
Argoda Kadın. Türkçe ve Almanca Atasözü ve Deyimlerde Kadına Yönelik Dilde Kabalık Görünümleri
Universidad
University of Duisburg-Essen  (Turkistik)
Curso
Semantik und kontrastive Pragmatik - Turkistik - Fächerübergreifendes Modul
Calificación
1,7
Autor
Año
2020
Páginas
18
No. de catálogo
V998152
ISBN (Ebook)
9783346372260
Idioma
Turco
Notas
Die vorliegende Arbeit wurde auf Türkisch und in der Veranstaltung "Semantik und kontrastive Pragmatik" des Fächerübergreifenden Moduls des Masterstudiengangs in Turkistik verfasst. Es geht um die Frau und das Frauenbild im Argot/Jargon bzw. in der Umgangssprache; insbesondere in deutschen und türkischen Sprichwörtern und Redewendungen.
Palabras clave
Argo, Kadin, Türkce, Almanca, Atasözü, Deyim, Kabalik, Inpoliteness, Unhöflichkeit, Türkisch, Deutsch, Sprichwörter, Redewendungen, Frauenbild
Citar trabajo
Emine Oran (Autor), 2020, Argoda Kadın. Türkçe ve Almanca Atasözü ve Deyimlerde Kadına Yönelik Dilde Kabalık Görünümleri, Múnich, GRIN Verlag, https://www.grin.com/document/998152

Comentarios

  • No hay comentarios todavía.
Leer eBook
Título: Argoda Kadın. Türkçe ve Almanca Atasözü ve Deyimlerde Kadına Yönelik Dilde Kabalık Görünümleri



Cargar textos

Sus trabajos académicos / tesis:

- Publicación como eBook y libro impreso
- Honorarios altos para las ventas
- Totalmente gratuito y con ISBN
- Le llevará solo 5 minutos
- Cada trabajo encuentra lectores

Así es como funciona